Soru Sor
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Açıklayıcı Betimleme
Açıklayıcı betimlemenin diğer adı NESNEL BETİMLEME'dir. Yazarın, anlatıma duygularını katmadan gözlemlerini nesnel biçimde anlattığı betimleme türüdür. Açıklayıcı betimlemenin örneği olan yazılarda yazar, alabildiğine nesnel davranır, gözlemlerini anlatırken kendinden bir şeyler katmamaya özen gösterir.
Aşağıdaki paragrafı gözden geçirelim:
"Bu küçük yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde hükümet konağının bulunduğu meydana çıkıyordu. Hükümet konağı en azından yüz yıllık bir taş yapı idi. Onun tam karşısında, hükümet konağına göre çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu. Belediye binası ile Şehir Parkı birbirine bitişikti. Parkın içinde, yaz - kış yeşilliğini koruyan elliye yakın büyük çam ağacı vardı. İlçedeki iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu..."
Bu parçada öznel olarak nitelendirilecek hiçbir ayrıntı yok. Anlatımda kesin, objektif bilgilere yer verilmiş. Anlatılanların kişiye göre değişen bir yanı yok.
Şimdi de bir coğrafya kitabından alınan aşağıdaki parçayı inceleyelim:
"İstanbul'da beklenmeyen bir şekilde nüfusun artması ve buna bağlı olarak gecekonduların çoğalması altyapının kurulmasını zorlaştırmakta, su, yol gibi sorunlar çözümsüz kalmaktadır. Kentlerin dokusunda önemli değişmeler görülmektedir. İstanbul'un eski semtleri olan Beyoğlu, Sirkeci, Eminönü ve Beyazıt'ta taş ve ara sokaklarda ahşap binalar, birbirlerini kesen dar sokak ve caddeler yer almaktadır. Bakırköy, Caddebostan, Etiler, Nişantaşı, Levent gibi yeni semtlerde çoğu kez doğrusal uzanış gösteren ve birbirlerini dik olarak kesen cadde ve sokaklar vardır. Ataköy, Bahçeşehir gibi planlı olarak kurulan semtlerde daha düzenli caddeler yer almakta, çok katlı binalar yapılmaktadır." (Prof. Dr. ibrahim ATALAY)
Yazar, istanbul'la ilgili gözlemlerini kendi alanı açısından duygusallıktan uzak bir anlatımla ortaya koymuştur. Yazar, kendi bakış açısı ile ama öznel olmayan bir üslupla betimleme yapıyor. Oldukça yalın, gerçeğe uygun, sanatl söyleyişlere başvurulmayan bir anlatım söz konusu.
İnsanla, kişi tasvirleri ile ilgili betimlemelere "portre" denir. Portre, fiziksel (tensel) portre ve ruhsal (tinsel) portre olarak ikiye ayrılır. Fiziksel portrede kişinin görünümü boyu, yüzü, saçı, giyimi anlatılır. Ruhsal portrede ise kişilik özellikleri; karakteri, içtenliği, zevkleri anlatılır. Ruhsal portrede, varlığı göz ile anlaşılan görsel ayrıntılar bulunmayabilir.
"Cana yakın biri olduğu, sıcacık ses tonundan anlaşılırdı." cümlesi ruhsal portre ile ilgili bir ayrıntıdır, bu ayrıntıda gözlem söz konusu değildir.
ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?
A) Söylenenleri hiç duymuyormuşçasına dalgın,düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü.
B) Artık bahar geldi derken birdenbire hava bozmuş;damlar, sokaklar, kırlar, karla örtülmüştü.
C) Az konuşan, doğruyu söyleyen, söylediğini tartan bir insandı.
D) İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı.
E) Benim gibi babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti.(1993/ÖYS)
ÇÖZÜM:
B seçeneğindeki cümlede dış dünya betimlenmiştir. A, C ve D'deki cümleler kişi betimlemesi (portre) ile ilgilidir. C ve D seçeneklerindeki cümleler özellikle ruhsal portre ile ilgilidir. Bu seçeneklerde yer alan ayrıntılar görsel değildir. A'da görsellik vardır; dalgın ve düşünceli olması görerek fark edilir. E seçeneğindeki cümlede betimleme yoktur. Betimleme olması için sözü edilen kişilerin ya da konağın niteliklerinin sıralanması gerekir. (Cevap E)
Tarih: 2016-03-02 01:56:21 Kategori: Edebiyat
Soru Tarat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Sorunu sor hemen cevaplansın.
Açıklayıcı Betimleme Nedir
Açıklayıcı betimlemenin diğer adı NESNEL BETİMLEME'dir. Yazarın, anlatıma duygularını katmadan gözlemlerini nesnel biçimde anlattığı betimleme türüdür. Açıklayıcı betimlemenin örneği olan yazılarda yazar, alabildiğine nesnel davranır, gözlemlerini anlatırken kendinden bir şeyler katmamaya özen gösterir.
Aşağıdaki paragrafı gözden geçirelim:
"Bu küçük yerleşim merkezindeki tüm caddeler, merkezinde hükümet konağının bulunduğu meydana çıkıyordu. Hükümet konağı en azından yüz yıllık bir taş yapı idi. Onun tam karşısında, hükümet konağına göre çok yeni sayılabilecek belediye binası yer alıyordu. Belediye binası ile Şehir Parkı birbirine bitişikti. Parkın içinde, yaz - kış yeşilliğini koruyan elliye yakın büyük çam ağacı vardı. İlçedeki iki bankanın reklam amaçlı koyduğu banklar bu ağaçların altında duruyordu..."
Bu parçada öznel olarak nitelendirilecek hiçbir ayrıntı yok. Anlatımda kesin, objektif bilgilere yer verilmiş. Anlatılanların kişiye göre değişen bir yanı yok.
Şimdi de bir coğrafya kitabından alınan aşağıdaki parçayı inceleyelim:
"İstanbul'da beklenmeyen bir şekilde nüfusun artması ve buna bağlı olarak gecekonduların çoğalması altyapının kurulmasını zorlaştırmakta, su, yol gibi sorunlar çözümsüz kalmaktadır. Kentlerin dokusunda önemli değişmeler görülmektedir. İstanbul'un eski semtleri olan Beyoğlu, Sirkeci, Eminönü ve Beyazıt'ta taş ve ara sokaklarda ahşap binalar, birbirlerini kesen dar sokak ve caddeler yer almaktadır. Bakırköy, Caddebostan, Etiler, Nişantaşı, Levent gibi yeni semtlerde çoğu kez doğrusal uzanış gösteren ve birbirlerini dik olarak kesen cadde ve sokaklar vardır. Ataköy, Bahçeşehir gibi planlı olarak kurulan semtlerde daha düzenli caddeler yer almakta, çok katlı binalar yapılmaktadır." (Prof. Dr. ibrahim ATALAY)
Yazar, istanbul'la ilgili gözlemlerini kendi alanı açısından duygusallıktan uzak bir anlatımla ortaya koymuştur. Yazar, kendi bakış açısı ile ama öznel olmayan bir üslupla betimleme yapıyor. Oldukça yalın, gerçeğe uygun, sanatl söyleyişlere başvurulmayan bir anlatım söz konusu.
İnsanla, kişi tasvirleri ile ilgili betimlemelere "portre" denir. Portre, fiziksel (tensel) portre ve ruhsal (tinsel) portre olarak ikiye ayrılır. Fiziksel portrede kişinin görünümü boyu, yüzü, saçı, giyimi anlatılır. Ruhsal portrede ise kişilik özellikleri; karakteri, içtenliği, zevkleri anlatılır. Ruhsal portrede, varlığı göz ile anlaşılan görsel ayrıntılar bulunmayabilir.
"Cana yakın biri olduğu, sıcacık ses tonundan anlaşılırdı." cümlesi ruhsal portre ile ilgili bir ayrıntıdır, bu ayrıntıda gözlem söz konusu değildir.
ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde betimleme yoktur?
A) Söylenenleri hiç duymuyormuşçasına dalgın,düşünceli bir tavırla işini yapmayı sürdürdü.
B) Artık bahar geldi derken birdenbire hava bozmuş;damlar, sokaklar, kırlar, karla örtülmüştü.
C) Az konuşan, doğruyu söyleyen, söylediğini tartan bir insandı.
D) İçli, çok duygulu bir adamdı, konuşurken hem ağlar hem ağlatırdı.
E) Benim gibi babamın da dedemin de çocukluk ve ilk gençlik günleri bu konakta geçmişti.(1993/ÖYS)
ÇÖZÜM:
B seçeneğindeki cümlede dış dünya betimlenmiştir. A, C ve D'deki cümleler kişi betimlemesi (portre) ile ilgilidir. C ve D seçeneklerindeki cümleler özellikle ruhsal portre ile ilgilidir. Bu seçeneklerde yer alan ayrıntılar görsel değildir. A'da görsellik vardır; dalgın ve düşünceli olması görerek fark edilir. E seçeneğindeki cümlede betimleme yoktur. Betimleme olması için sözü edilen kişilerin ya da konağın niteliklerinin sıralanması gerekir. (Cevap E)
Tarih: 2016-03-02 01:56:21 Kategori: Edebiyat
Kitaptan sorunu tarat hemen cevaplansın.
Yorum Yapx